Önsöz
Rifa’îlerle tanışıklığım çocukluğuma kadar uzanıyor. Daha ilkokula bile gitmeden annemin sohbetlerine müdavim olduğu Zehra Anne’nin elini öpmüştüm. Güçlü ve tatlı bakışları olan Zehra Anne, son dönemin önde gelen Rifa’î şeyhlerinden Kenan Rifaî’nin [Büyükaksoy] (1867-1950) müritlerindendi. Galatasaray Sultanîsi’nin ardından tahsiline Hukuk Fakültesi’nde devam eden, daha sonra çeşitli şehirlerde idadî müdürü ve maarif müdürü olarak görev yapan Şeyh Kenan Rifa’î 1925’te tekkeler kapatılınca Fatih’teki tekkesinde ayin icra etmemiş, tasavvufî eğitimi sohbetleriyle devam ettirmişti. Mürşidi tarafından kendisine ihvanıyla sohbet etme yetkisi verilen Zehra Anne ümmî olmasına rağmen sahip olduğu manevî “tasarruf” ile hemen hepsi yüksek tahsilli ihvanı çevresinde topluyordu. Sohbetler kış aylarında Şehremini’nde, yaz aylarında ise Küçükyalı’daki evinde icra ediliyordu. İhvandan mimarlık tarihçisi, restoratör ve Osmanlı eserleri koleksiyoneri Ekrem Hakkı Ayverdi ile eşi İlhan Ayverdi, Ekrem Hakkı Bey’in tanınmış bir yazar olan kız kardeşi Samiha Ayverdi, bir diğer ünlü yazar Nezihe Araz ailemin dostları arasındaydı. Rifa’îliğin “enetelektüel ve elitist” versiyonunun yanı sıra “popüler” versiyonu ile tanışmam ise ortaokul yaşlarımda çok ilginç bir şekilde oldu. Babaannemin çeyiz halayığı olan, ailenin emektarlarından ve evimizin müdavimlerinden Fahriye Hanım özellikle biz çocuklar ateşli hasta olduğumuzda masal anlatması için davet edilirdi. Bu arada asla Cuma günleri çağırmamasını annemden rica etmiş. Annem de -o kuşağın aldığı terbiye gereği- hiçbir zaman sebebini sormamış. Bir gece annem garip bir rüya görmüş: Hiç tanımadığı bir binada, tıklım tıklım kadınlarla dolu kafesli bir mahfilde bulunuyor, en önde de Fahriye Hanım oturuyormuş. Rüyayı anlatınca Fahriye Hanım hiçbir yorum yapmamış. Fahriye Hanım’ın vefatından sonra annem, yine ailenin yakınlarından olan, Sultan Vahdeddin’in musahiplerinden Hayreddin Ağa’nın rehberliğinde Kasımpaşa’da Rifa’î ve Kadirî tarikatlarına bağlı, Şeyh Muhiddin Ensarî’nin (ö. 1978) postnişin olduğu Aynî Ali Baba Tekkesi’ne* gitmiş. Kadınlara mahsus kafesli mahfile girince donakalmış. Zira burası, daha önce rüyasında gördüğü mekânmış. Mukabeleyi müteakip şeyh efendiye Fahriye Hanım’dan ve rüyasından söz etmiş. Meğerse Fahriye Hanım, Muhiddin Ensarî’nin babası Şeyh Muhammed Ensarî’nin dervişlerinden ve tekkenin en kıdemli “bacılarından” imiş ve gerçekten kafeste en ön sırada yer alırmış… Daha sonra ben de birçok kez söz konusu tekkede icra edilen ayinleri izledim. Bazı günler şeyh efendi zikir halkasının ortasına konan mangalda “gül” tabir edilen demirleri uçları kor haline geldiğinde eline alır ve yalayarak yavaş yavaş soğuturdu. Öte yandan Fausto Zonaro’nun Rifa’î Âsitânesi’nde yaptığı Rifa’î Dervişleri veya Haykıran Dervişler adlı tablosu da beni her zaman çok etkilemişti. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nde Prof. Dr. Oktay Aslanapa’nın danışmanlığında başlayıp, onun emekli olması üzerine Prof. Dr. Semavi Eyice’nin danışmanlığında bitirdiğim İstanbul Tekkelerinin Mimari ve Süsleme Özellikleri başlıklı doktora tezimin kataloğunda hem Üsküdar Rifa’î Âsitânesi hem de Aynî Ali Baba Tekkesi yer almaktaydı. Bu vesileyle Rifa’îliğin İstanbul’daki gelişimini ve Rifa’î Âsitânesi’ni etraflıca araştırma imkânı buldum. 2021 yılı başlarında İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanı Müh. Oktay Özel’den Üsküdar Rifa’î Âsitânesi’ne ilişkin bir kitap kaleme almam istendiğinde çok heyecanlandım. Bu yayının gerçekleşmesinde emeği geçen herkese, özellikle Oktay Özel’in yanı sıra Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’a, aynı birimden danışman Ahmet Çakmak’a, Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü danışmanı Prof. Dr. Bülent Bilmez’e, Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan Cemâleddin Server Revnakoğlu Arşivi’ndeki Üsküdar Rifa’î Âsitânesi’ne ait evrakı çözümleyen Dilek Cansel’e, tekkenin haziresinde bulunan mezar taşlarındaki kitabelerin okunmasında yardımını esirgemeyen Prof. Dr. Hatice Aynur’a, aynı konuda yardımını gördüğüm Dr. Öğr. Üyesi M. Dila Gümüş’e, fotoğraf arşivini bizimle paylaşan Mustafa Yılmaz’a, metnin son okumasını yapan Gülru Tanman ile İrfan Çağatay’a ve kitabın tasarımını üstlenen Burak Şuşut’a en candan teşekkürlerimi sunmak isterim.
Başlık | Üsküdar Rifa'î Âsitânesi |
Kısa Başlık | Üsküdar Rifa'î Âsitânesi |
Yazar | M. Baha Tanman |
Yayıncı | İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü |
Yayın Yeri | İstanbul |
Tür | Kitap |
Yayın Tarihi | 2023 |
Sayfa Sayısı | 138 |
Dil | Türkçe |
ISBN | 978-605-9507-80-6 |
Künye | Üsküdar Rifa'î Âsitânesi. İstanbul: İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, 2023. |