Dünya kenti İstanbul, tarihin en eski ve uzun soluklu yaşam alanlarından biri. Sürekli değişen, dönüşen ve fazlasıyla dinamik bir kent. İstanbul gibi hızla değişen bir kentte yüz yıl öncesine bakma şansı bulmak, süreklilikleriyle ve kopuşlarıyla bu anlara tanıklık edebilmek çok önemli. Kentin, söz konusu tanıklığı takip edebileceğimiz hafıza duraklarından biri ise İstanbul Şehremaneti Mecmuası. Mecmua, bir tanıklık belgesi olmasının yanı sıra Cumhuriyet İstanbulu’na dair sağlıktan asayişe, mimariden kent politikalarına uzanan bir hatta, önemli bir buluşma ve tartışma zemini yaratıyor. Yayınlanmaya başladığı dönemi ve koşulları düşündüğümüzde hemen her sayısında hayranlık ve şaşkınlıkla karışık bir duygu bırakan mecmuanın, bir dergiden daha fazlası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu kısa girizgâhın ardından Şehremaneti Mecmuası’nın Ekim 1926 tarihli 26. sayısında bizleri bekleyen başlıklara göz atalım. Mecmuada yer bulan ilk yazı “Gazi Paşa’nın Heykeli” başlığını taşıyor. Türkiye görsel sanatlar tarihi açısından da çok kıymetli olan yazı, Cumhuriyet dönemi Türkiyesi’nin ilk anıtı olarak Sarayburnu Parkı’na yerleştirilen Atatürk Anıtı’nın açılış törenini anlatıyor. 25 Ağustos 1925 tarihinde anıtın temeli, dönemin Şehremini Emin (Erkul) Bey’in katıldığı bir törenle atılmış ve bu haber de Şehremaneti Mecmuası’nın 12. sayısının sayfalarında yer bulmuştu. Sanatçı Heinrich Krippel’in Viyana’daki atölyesinde yapılan heykel, parçalar halinde Türkiye’ye getirilmiş ve heykeltıraşın denetiminde yerine monte edilmiştir. Bir yılı aşkın sürede tamamlanarak Şehremini Muhittin Bey (Üstündağ) tarafından 3 Ekim 1926’da açılış töreni yapılan anıt, cumhuriyet ideolojisinin görselleştiği ilk anıt heykeldir. Mecmuadaki yazıda heykel açılışının yarattığı atmosferi ve ruh halini törene dair fotoğraflarla beraber takip etmek mümkündür. Yazı, Şehremini Muhittin Bey’in Gazi Mustafa Kemal’e çektiği telgraf ve devamında Mustafa Kemal’in İstanbullulara teşekkür ettiği telgrafla sonlanmıştır. Devamında gelen yazıda Doktor Jaquerod tarafından kaleme alınan ve 25. sayıdan itibaren çevirisi tefrika edilmeye başlanan “Veremden Korunmak” başlıklı metnin ikincisi yer almaktadır. Bir önceki sayının devamı niteliğinde olan yazı, en bulaşıcı ve tehlikeli hastalıklardan biri olan veremi ve hastalıktan korunma yollarını anlatıyor. Makalede üzerinde vurgu yapılan temel başlıklar; kalabalık kent hayatında özellikle hijyen konusunda alınması gereken önlemler, hayvanlar ve hayvansal ürünlerle ilgili risk detayları ve aşılanmanın önemi olarak sıralanabilir. Uzun süre insanlık için büyük bir tehlike oluşturmuş verem (tüberküloz) hastalığına dair yazıda, çocuklar için alınacak önlemler için de detaylı bir bölüm bulunuyor. Devamında gelen makale Baytar Mekteb-i Âlisi Teşrih-i Maraz ve Teftiş-i Lühum Müderrisi Şevki (Akçay) Bey tarafından yazılmıştır. “Sıhhi Kısım”da yer bulan ve “Saml [Kuru] Etlerin Soğumaya Terki” başlığını taşıyan yazı, mezbaha sürecini ve etlerin saklanma koşullarını farklı ülke deneyimleri ile birlikte değerlendiriyor. Kesim işlemleri sırasında kullanılacak teknik ekipmanlar ve bunların kullanımları hakkında da detaylı bilgiler veren makale, mecmuayı çıkaranların kentin beslenme, gıda sağlığı ve politikaları konusundaki hassasiyetinin de bir göstergesidir. Bir sonraki yazı da benzer bir nitelikte kaleme alınmıştır. Mezbaha Bakteriyoloğu Rıza İsmail (Sezginer) tarafından hazırlanan makale, “Soğuk Hava Deposu Sıhhi ve İktisadi Menfaatleri" başlığıyla, İstanbul’da yapılan soğuk hava deposunun faydalarını konu almaktadır. Depoda muhafaza edilecek etlerin türlerini; ne kadar sürede, hangi ısıda bulundurulması gerektiğini ve kullanılan cihazları tüm detaylarıyla ele alan yazıda kullanılan görseller ise ayrıca önemlidir. İstanbul’un endüstriyel mimari mirasını belgelemek adına Sütlüce’deki soğuk hava deposu ve buz fabrikasının çatısında bulunan iki su kulesini gösteren fotoğraf da önemli bir belge değeri taşımaktadır. Ankara Şehremaneti Bahçeler Müdürü Mehmed Refet’in bir önceki sayıdan devam eden yazısı “Şehirlerde Ağaç Garsiyatı” başlığını taşımaktadır. Şehirlerde ağaç dikilmesi konusunda dikkat edilmesi gerekenlere ve ağaç türlerine odaklanan makalede ıhlamur, lale, çınar ve kestane ağacının çeşitleri ile birlikte -aslında- söz konusu ağaçların gelişme, büyüme süreçleri ve koşulları da ele alınmıştır. Şehremaneti Mecmuası sadece İstanbul’un değil tüm Türkiye’nin sesini görünür kılmaya çalışmıştır. Bu anlamda “Türkiye Belediyeleri” başlıklı köşe, diğer belediyelere de alan açarak onları bilinir kılmıştır. Bu sayıda da Vakit gazetesinin 2 Ekim 1926 tarihli sayısında yer bulan “Konya’da Elektrik Tesisatı Yapılınca” başlıklı makalesine yer verilmiştir. Bu makalenin neredeyse eşzamanlı bir şekilde mecmuada yer bulması, yayın ekibinin gündemi ne oranda takip ettiğinin de bir göstergesidir. Mecmuada İstanbul’da beslenme, sağlık, imar, barınma, ulaşım, eğitim, hava durumu gibi konularla ilgili olarak düzenlenmiş istatistiki bilgiler “İhsai Kısım” başlığı altında yayınlanmıştır. Ali Suad tarafından 26. sayıda hazırlanan yazıda mezbaha ve yangın istatistiklerine yer verilmiştir. İlk olarak İstanbul’un “Karaağaç” Mezbahası ve et sarfiyatına dair veriler paylaşılmış; sonrasında ise 1926 senesinde İstanbul’da çıkan yangınlara dair bilgiler verilmiştir. Her iki bölümde paylaşılan istatistiksel veriler, İstanbul’un özellikle iktisadi ve sosyal tarihi için büyük önem taşımaktadır. Bir sonraki yazı dünya kentlerindeki yerel yönetim deneyimlerini konu alan “Şuun ve Havadis-i Medeniye” başlıklı bölümdür. Mecmuanın hemen her sayısında yer bulan başlık altında bu defa; Amerika, Belçika, Hollanda, Yunanistan gibi ülkelerde parkların bakımı, stat ve tiyatro yapımı, sütlerin pastörize edilmesi gibi çeşitli konularda yapılan çalışmalara yer verilmiştir. Kentlerin büyüklüğünü nüfus yoğunluğu bakımdan mukayeseli bir biçimde değerlendiren bölüm de önemlidir. Devamında gelen “Emirler, Tebligatlar, Kararlar” başlıklı yazıda ise belediye idareleri tarafından yapılacak işlere ve hiyerarşik işleyişe dair bilgilere yer verilmektedir. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun’la birlikte evlilik işlemlerinde belediyeler yetkili kılınmıştır. Bu sayıda, güncel düzenlemeler doğrultusunda alınan kararlar ve uygulanacak usul mecmua aracılığıyla paylaşılmaktadır. İçeriği oldukça detaylı olan yazıda, evlenme işlerinde kullanılacak evlilik defterlerinden alınacak ücretten evlendirme görevini yerine getirecek memurların nasıl adlandırılacaklarına kadar geniş bir çerçevede bilgilendirme yapılmıştır. Mecmua, bahsi geçen yazıdan sonra Ali Suad Bey tarafından “Muhtelif Memleketlerde Beledi Usuller” başlığıyla Türkçeye çevrilen Le Régime Municipal Dans Les Divers Pays adlı eserin tefrikasıyla devam etmektedir. Bu sayıdaki tefrikada Danimarka ve İsveç’teki belediyecilik çalışmalarına yer verilmiştir. Kentin tarihsel birikimini ve tanıklıklarını derinlikli bir biçimde fark etme, anlama ve anlamlandırma fırsatını veren Şehremaneti Mecmuası’nın bir sonraki sayısında buluşmak ve İstanbul’u tarihsel verinin/bilginin gücüyle başka gözlerle okuyabilmek dileğiyle… İzzet Umut Çelik
Title | Şehremaneti Mecmuası 26 |
Short Title | Şehremaneti Mecmuası 26 |
Editor | Bülent Bilmez, İrfan Çağatay, İzzet Umut Çelik, Serhat Bozkurt, Tolga Karahan |
Publisher | İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü |
Publish Place | İstanbul |
Category | Kitap |
Publish Date | 2024 |
Number of Pages | 159 |
Language | Türkçe |
Citation | Şehremaneti Mecmuası 26. Editors: Bülent Bilmez, İrfan Çağatay, İzzet Umut Çelik, Serhat Bozkurt, Tolga Karahan. İstanbul: İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, 2024. |