Dünya mirası Karasurları, İBB Miras’ın özenli dokunuşuyla hayat bulmaya devam ediyor. Belgradkapı ile Kara Surları rotasına yeni bir durak eklendi. Belgradkapı Kütüphanesi de yeni yaşam alanının içindeki yerini aldı.
MS. 5. yüzyılda Doğu Roma imparatoru II.Theodosius döneminde inşa edilen Karasurları, uzun yıllar atıl durumda kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı’na bağlı İBB Miras ekipleri 2020 yılında sur tarihinin en kapsamlı restorasyonuna başladı. Karasurları, dünya ölçeğinde bir turizm odağına dönüşerek yeni yaşam alanlarına ev sahipliği yapmaya hazır hale getiriliyor.
Mevlanakapı Karakolu projesinin ardından Belgradkapı’da sürdürülen çalışmalar da tamamlandı. 7.2 kilometrelik hattın bir parçası olan Belgradkapı, tarihi dokuya uygun çevre düzenlemesiyle konserlere, söyleşilere, film gösterimleri gibi etkinliklere ev sahipliği yapacak yaşam alanlarına dönüştürüldü.
Belgradkapı Ziyaretçi Merkezi, her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.
Belgradkapı Tarihi Hakkında
Ana giriş kapılarından olan Belgradkapı, Yedikule civarında 22 ve 23 numaralı kapı kuleleri arasında bulunmaktadır. Yapı, Doğu Roma kaynaklarında “ahşap sirk” anlamında Xylokerkos Kapısı olarak adlandırılmaktadır. Belgrad Kapı’nın Theodosius sur hattı üzerindeki Altın Kapı’nın inşasına dek en önemli giriş olduğu tahmin edilmektedir.
İstanbul’un fethinden sonra “Kapalı Kapı” olarak anılan kapının Osmanlı döneminde büyük oranda kapalı tutulduğu düşünülmektedir. 1886 yılında yeniden açılan kapı “Belgrad Kapısı” adını alır. Kapının tekrar açılmasında Balıklı Rum hastanesine ulaşımın sağlanabilmesi etkilidir. Kimi kaynaklarda kapının Osmanlı dönemindeki bu kullanımından sonra ardındaki mahallenin ismiyle ilişkili olarak Belgrad Kapı şeklinde anıldığı aktarılır. Kapının ismine ilişkin bir diğer görüş 16. yüzyılda Belgrad’ın fethinden sonra getirilen insanların buraya yerleştirilmesi sonucunda Belgrad Kapı ismini aldığı yönündedir.
Surların tamamında olduğu gibi Belgradkapı da çeşitli dönemlerde yaşanan depremlerde zarar görür. 1894 depremi sırasında kulelerin üst kısımlarının yıkıldığı bilinmektedir. 1969 yılında kapı kulelerinin çatıları bulunmamakta ve kuleler yarıya kadar tahrip durumdadır. Kapı son olarak 1986-1987 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Taç Vakfı birlikteliğinde onarılır.